Gelinler Dağı Nekropolündeki Roma Dönemine Ait Kaya Mezarları


Hatay Altınözü ilçesine bağlı Yunushan'daki Gelinler Dağı'nda MÖ 3. ve MS 1. yüzyıllar arasında Roma ve Bizans dönemlerinde bir yerleşim yeri bulunmaktaydı.

Burada bulunan kayalara oyulmuş mağaralarda yaşamlarını sürdürmüşlerdi. Ayrıca çevrede ilk çağ Selevkos ve Roma dönemlerine ait yerleşim yerleri, nekropol (kaya mezarları) ve yer altı su sarnıcı bulunmaktadır. Burada peri bacaları benzeri dikitler de bulunmaktadır.

MKÜ yetkilileri bölgenin son derece zengin bir arkeolojik alana sahip olduğunu ve kazılarda tespit edilen ve bir kısmı toprak altında olan 20'den fazla kaya mezarında yapılan çalışmalarda çok önemli değerlerin ortaya çıktığını kaydetti. Binlerce yıllık geçmişe sahip ve çok sayıda medeniyeti barındıran nekropolün girişinde Antik Grekçe mezar yazıtları bulunmasıyla ilgili olarak şunları belirtti: “Kaya mezar odalarının her birisinin önünde ölen kişilerin kimlikleriyle ilgili bilgiler var. Bize o dönemin yaşam kültürü ve yaşayan kişiler hakkında da kurgu yapmamıza olanak sağlıyor. Kaya mezar odası geleneği Doğu Akdeniz’e özgü bir gelenektir. Kaya mezar odalarının ön cephelerinde ya da yan cephelerinde ölen kişilere ait çeşitli izler, set, kabartma, simge ve sembollerin olduğunu biliyoruz. Burada da onlar var. Yine ölen kişinin kimliğiyle ilgili o dönemin ifadeleri ile "utançsızca yaşadı ve öldü", "ruhun esen kalsın", "ruhu şad olsun" gibi yazıları da yazmış olduklarını görüyoruz. Nekropol o dönemin kültürü ve gelenekleri hakkında önemli veriler veriyor.” (@HatayArkeolojisi)

#hatay #antakya #antioch #altınözü #gelinler #necropolis #archeology #arkeoloji #turkiye #nekropol #romanempire












Paylaş:

Antakya Diocletianus Roma Köprüsü

Antakya Diocletianus Roma Köprüsü - Antioch Diocletianus Bridge

-1970'lerin başında Amik Gölünün kurutulması skandalından sonra tahliye kanallarının yetersizliği iddiası ile o dönemki hükümet & DSİ tarafından yıkılmıştır. Dünyanın en eski köprülerinden biri olan bu köprü yıkıldığında 1700 yaşındaydı ve insan eli dışında onu hiç bir şey yıkamamıştı. 😭😭
Yıkıldıktan yıllar sonra Chicago Üniversitesinden bir profesör Antakya'ya gelir ve burada bir köprü vardı, yanlış yere mi geldim diye sorar. Devlet eliyle yıkıldığını duyan profesör kafasını duvarlara vurup sinir krizi geçirir.

Yıkılmasını hiçbir şekilde savunmasam da o dönemde yaşamış birinin gözünden diğer sebeplere bir yazı: (Hüseyin Şahin)
"Amik gölünün bir kısmı kalmalı ve orada kanallar yapılmalıydı. Açgözlü hükümet ve yerel halk kurutulmasını ve kendilerine toprak verilmesini daha uygun buldu.

Doğma büyüme Antakyalıyım ve kış aylarında asi nehrinin sürekli taştığını hatta köprünün üstünden suyun geçtiğini, insanları karşıdan karşıya hamallarin para karşılığı taşıdıklarını bilirim.
Taşma zamanında asi nehri kıyılarinda büyük tehlikeler oluştururdu. Parkın bir bölümünü sular basardı. Zaman zaman can kayıpları olurdu.

Asi nehrinin parkın sonu ve sevgi parkı arasındaki bölümü sebze bostanligiydi. Nehir yatağı, kadınlar kulübünün orada zenginler mahallesinin içine doğru sola girer (parktan bakarsan) ve sevgi parkının bitiminde tekrar sağa dönerdi. 1970'te o yatağın yerini değiştirerek dümdüz akmasını sağladılar.

Şehrin içinde nehir yatağının derinlestirilmesi ve yatağın duzlenmesi gerektiği de doğruydu. Ancak mühendislik tekniği olarak Roma köprüsünün ayaklarını beton üstüne alıp uzatmaları da mümkündü.
Bunu yapmadılar çünkü riskli bir calisma, uzun süren bir çalışma ve daha fazla maliyet demekti bu.

Tarihi düşünen kim ki!? Iki eski taş parçasıdir tarih, bazılarının gözünde.
O yılları yaşayan, tarihi köprünün üstünden martılara ekmek atan kuşağın insanların olarak o köprü hep anılarımızda kalacak."


#hatay #antakya #antioch #antiochia #antioquia #daphne #alalakh #tayinat #judaidah #archeology #arkeoloji #turkiye #mozaik #mosaic










Paylaş:

Antakya'daki Antik Roma Hipodromunda Atlı Araba Yarışı alanını ikiye bölen Spina Alanı

Antakya'daki Antik Roma Hipodromunda Atlı Araba Yarışı alanını ikiye bölen ve "spina" adı verilen anıtsal yapının büyük kısmı gün yüzüne çıkarıldı.
Arkeolog Pelin Kayaş da sirk kazılarında üç farklı kamusal yapıya ait izlere rastladıklarını belirtip şöyle konuştu: "İşlik olabileceğini düşündüğümüz üretim faaliyetinin yapıldığı demir ve cam cürufları ve onlara ait potaları tespit ettik. Onun dışında ev içi kullanıma dair buluntular bulduk. Hipodromların tıpkı günümüzde de olduğu gibi etraflarında sosyal eğlence alanlarının olduğunu biliyoruz. Burada da kemik müzik aleti parçaları, hem taş hem kemikten oyun taşları ve çok sayıda zarlar buluyoruz. Bu da bize yoğun bir eğlence hayatının olduğunu gösteriyor."






Görseller: #hatay #antakya #hipodrom #antioch #hippodrome #circus @plnkys_
Paylaş:

Yayladağı Ayışığı / Şenköy yakınlarında Helenistik Dönemden kalma Kızlar Sarayı olduğu düşünülen yap

Yayladağı Ayışığı / Şenköy yakınlarında Helenistik Dönemden kalma Kızlar Sarayı olduğu düşünülen yapı kalıntısı












Görseller: A📷: @kemal.korkmaz.351 @tarkankonur
Paylaş:

Seleucia Pieria Kaya Mezarları ve Beşikli Mağara

Seleucia Pieria Kaya Mezarları ve Beşikli Mağara
Titus tünelinin 150 m doğusunda kentin Batı Nekropolünü oluşturan kayalara oyulmuş mimari açıdan mükemmel mezar odaları ve lahitler bulunmaktadır. Muhtemelen 1.-6.Yüzyıl arasında dönemin soylu aileleri tarafından yaptırılan bu alanda 12 adet mezar bulunmaktadır. Bunlardan en ünlüsü Beşikli Mağara olarak adlandırılan alandır. Diğer mezarlar birbirinden duvarlarla ayrılmıştır. Bu taş mezarlar sütun ve kemerlerle birbirine bağlanır ve yukarıdan aşağıya yine taş merdivenlerle inilir. Yöre halkı tarafından mezar adasının içinde yan yana aynı boyutlarda işlenerek biçimlendirilmiş üzeri düz çatılı iki taş sandukalı mezardan ötürü Beşikli Mağara olarak adlandırılmıştır. 18. ve 19. yüzyıl seyyahlarınca seyahat kitaplarında Krallar Mezarı olarak tanımlanmış, İngiliz gezgin W.Bartlett tarafından gravürleri çizilmiştir.
Beşikli mağarada 1938 yılında Amerikan – Fransız Antakya kazı heyeti tarafından kazı temizlik çalışması yapılmış ve mezar anıtının çok eski çağlarda soyulduğu ve tahrip edildiği anlaşılmıştır. 1998-2002 yılından bu yana Prof. Dr. Hatice Pamir başkanlığından yürütülen arkeolojik çalışmalar sonucunda anıtın ayrıntılı belgeleme çalışması yapılmıştır. Beşikli Mağara olarak adlandırılan anıt mezar, birbirine bağlantılı dört mekandan, tabana ve yan duvarlara oyulan toplam 93 mezar yatağından oluşmaktadır. Beşikli Mağara içinde yer alan çeşitli kabartmalar, haç motifi gibi veriler anıtın Hıristiyanlık döneminde de kullanıldığını yansıtmaktadır. Bazı mezarlarda tavan kasetine estetik bir şekilde katılan bantların üzerinde, sarmaşık dalı kabartması, dala konmuş kuş ve kertenkele, uçan kuş kabartması figürleri işlenmiştir. Oldukça tahrip olmuş olan figürler zorlukla seçilmektedir.
@HatayArkeolojisi











Paylaş:

Dünyanın En Büyük Antik El Yapımı Su Tüneli olan Vespasianus - Titus Tüneli

Dünyanın En Büyük Antik El Yapımı Su Tüneli olan 𝐕𝐞𝐬𝐩𝐚𝐬𝐢𝐚𝐧𝐮𝐬 - 𝐓𝐢𝐭𝐮𝐬 - 𝐀𝐧𝐭𝐨𝐧𝐢𝐮𝐬 𝐏𝐢𝐮𝐬 Tüneli
Antakya'nın limanı Seleucia Pieria (Samandağ) antik kentinde dağlardan inerek kentin içinden akan sellerin tehdidi altında olması ve limanın tıkanarak kullanılamaz hale gelmesi üzerine Roma imparatoru Vespasianus, limanı tehdit eden sel sularının yönünü değiştirmek amacıyla dağın kazılarak bir tünel inşa edilmesini emreder. Musa Dağı'nın eteklerindeki kireçtaşı kayalar delinir ve çılgın proje hayata geçirilir. Tünelin yapımında Romalı lejyonerler ve köleler çalıştırılmıştır. Ellerinde çekiçlerle bine yakın köle toprağı ve dağı yarmaya başlar. Dere sularının yapay bir kanal ve tünel vasıtasıyla denize aktarılması prensibiyle inşa edilen sistem, M.S. 1. yüzyılda Roma İmparatoru Vespasianus (M.S. 69-79) döneminde başlamış, oğlu Titus (M.S. 79-81) ve halefleri döneminde devam etmiş, M.S. 2. yüzyılda bir başka Roma İmparatoru Antonius Pius döneminde tamamlanmıştır. İlk tünel bölümünün girişindeki kayaya oyulmuş bir yazıt Vespasianus ve Titus'un isimlerini, aşağı akış kanalındaki bir başka yazıt ise Antonius'un ismini taşımaktadır.
Vespasianus Tüneli, büyüklüğü, mimari ve mühendislik özelliklerinin yanı sıra diğer kalıntılara kıyasla iyi korunmuş özgünlüğü nedeniyle en görkemli kalıntılardan biridir. Arkeolojik kayıtlara ve tünel üzerindeki çeşitli kitabelere göre, tünelin inşası sırasında Roma lejyonları ve köleler çalıştırılmıştır. Kısa bir süre içerisinde ana kaya içerisinden bir kanal açılarak oluşturulmuştur. Tünele bağlanan su kanalları, su köprüsü, kayaya oyulmuş köprü, tünele bitişik sarnıçları ile bu yapı sadece bir tünel değil, aynı zamanda kenti sel baskınlarına karşı koruyan ve özellikle doğal lagün etrafında şekillenen limanın alüvyonlanmasını önleyen ve yaz aylarında kentin su ihtiyacını karşılayan, Seleucia Pieria Antik Kenti'nin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanıp hayata geçirilen bir yapıdır ve günümüze kadar zarar görmeden gelmiştir. Bu şaheser 2014 yılında UNESCO'nun Dünya Mirası (Geçici Deneme) Listesi'ne eklenmiştir. Bu şaheserin direkt Dünya Mirası listesine taşınması için yöneticilerizin gayretine ihtiyacımız var. (S.golbol)











Paylaş:

Ara

Popüler Yayınlar

İletişim Formu

Ad

E-posta *

Mesaj *